KOVA ÇAĞINA GİRERKEN NE YAPMALIYIZ? BÖLÜM 2
BİZLERİ GELECEKTE NE BEKLİYOR?
UYANIK VE HAZIR MISINIZ?
Konuyu daha iyi idrak etmemiz için biraz derinlere inerek yazmayı tercih ettim.
0-7yaş dönemi itibariyle oluşan çekirdek inançlarımız hayatımıza yön verirken, dışarıdan empoze edilen bilgilerde şuuraltına farkında olmadan ekilir. İşte içinde bulunduğumuz süreçte size aktarılan bilgilere çok dikkat edin. Okuduğunuz kitaplardan, izlediğiniz programlarda anlatılanlara kadar. Çünkü aldığımız her bilgi inanç olarak bilinçaltımıza işlenirken, iyiyse olumlu düşünceler yeşertecek, kötü fikirler ise, korku, endişe ve panik duyguları yaşatacaktır. Demek ki öncelikle her şeye körü körüne inanmayacağız! Görünenin arkasında ki olasılıkları beyin süzgecinden geçireceğiz.
Bu dönemi daha bilinçli geçirmek istiyorsak kişisel anlamda kendimizi gelişime açık tutmamız gerekiyor. Zaten bir çoğumuz 2008’de Plüton Oğlak, 2012’de Neptün Balık, 2010’da Uranüs Koç transitleri ile birlikte spritüal konularda ciddi bir yol kat ettik.
Vermiş olduğum danışmanlıklarda dikkatimi çeken en önemli nokta gençlerin ciddi bir farkındalık seviyesinde olmaları. İnanın ileri yaştakiler hayat mücadelesi içinde olmalarından dolayı ya da kariyerde yükselmeyi hedefledikleri için maneviyattan oldukça uzaklar. Sadece bir kesim hayatı sorgulama ve kendilerine bir değer katma derdinde. Yeni nesil oldukça bilinçli onlar inanılmaz zeki ve harikalar. Kişisel anlamda gelişmenin belli aşamalarının ne olduğunu biliyorlar. Öğrenmek için bütçe ayırıp seminerlere giderek bilgi topluyorlar. Farkındalık kazanmak ve hayatlarını olumlu anlamda yönlendirmek için zaman ayırmanın en önemlisi yaşama katmanın gerekliliği öğrenmişler. Tabi ömür boyu sürecek teknikleri düzenli olarak uygulamak şart. Ancak şu da bir gerçek ki, ister seminerlere gidelim ister okuyarak ya da sosyal medyadan izleyerek kendimize farkındalık kazandırmaya çalışalım eğer ‘‘EGO’’MUZU dengeli kullanamazsak bir adım yol ilerleyemeyiz. Verilen bilgileri anlamak, uygulamak, idrak etmek, içselleştirmek her insanın yapabileceği bir şey değil. Çünkü, hayat yolunda herkesin deneyim alanı değişik. Demek ki, ruh daha o farkındalık seviyesine gelmemiş diye düşünmeli ve yargılamadan, saygı göstermeliyiz.
Bugüne kadar hayatı sorgulamadıysanız şayet, bu yazıyı okuduktan sonra umarım benim de bir katkım olur ve bir adım atarsınız.
Öncelikle bu dönem içinde, ister Müslüman, ister Musevi, ister Hıristiyan yada Budist olun, herkesin kendi inancına sıkısıkı sarılarak büyük bir teslimiyetle ibadet etmesi gerekmekte. Tanrının varlığını içimizde hissetmemiz ve manevi boşluğumuzu onun sevgisi ve ışığı ile doldurmamız şart. Evrenin kendini yeniden yarattığı bu sancılı dönemde, gün içinde en az yarım saat ‘‘DUA’’, ‘‘MEDİTASYON’’, ‘‘YOGA’’ ya zaman ayırmalısınız. Fırsat buldukça içe yönelmelisiniz. Meditasyon, şuuru ikna etmek, zihni eğitmek veya iç gücü arttırmak için yapılmalıdır. Stres azaldıkça aklı kontrol etmek daha kolaydır.
Artık hepimiz biliyoruz ki, evrende sonsuz bir enerji kaynağı içinde yaşamaktayız. Vücudumuzda bulunan özel çakra merkezleri sayesinde bedenimize bu enerjiyi aktarabiliriz. Ve gün içinde yaşananlar çakralarımızın dengelerini bozduğu için tekrardan aktive etmek gerekmektedir. Doğru nefes almak meditasyon sırasında en önemli öze ulaşma aracıdır. Ancak solunum yolu sayesinde bedenin tüm organlarına ulaşılabiliriz. Kendinize ne kadar deneyim alanı yaratırsanız sezgiselliğiniz o kadar artacak, zihinsel dinçliğiniz ve farkındalığınız da beraberinde açılacak. Ruhunuzu güçlendirmek, beslemek için kendinize bu zaman dilimini ayırmalısınız. Bunun için en uygun zaman zihnin en dingin ve sükûnet ile dolu olduğu anlardır. Sizi yoran, hırpalayan davranış ve düşüncelerden uzaklaşmak, tüm gün yorulan bedeni huzur içinde gevşetmek için bu özel anı hepiniz hakediyorsunuz. Karmaşadan uzaklaşmak, dinginleşmek ve kaosun içinden kendini çekerek ruhunla baş başa kalarak dönüşüme hazır olmak. Kendini dinle, akışa bırak ve kabule geç. Hepsi bir arada yoğrulduğunda mucize gerçekleşsin.
Ancak bu sayede yüksek şuur (öz varlık) ile kontak kurabilir ve çakraları aktive edebilirsiniz. Yani, egomuzun uyuduğu anlar çok kıymetli anlardır. Aksi durumda hayat gailesi içine girince sessizlik yok olur, ego tekrardan uyanır ve içten gelen sesi duymamız imkansızlaşır. Unutmamamız gereken en önemli şey, bu dönüşüm için emek vermeniz gerekmektedir. Zaman içinde sizin bilinç seviyenize göre çok hızlı ya da yavaş yavaş uyanışınız gerçekleşir ve kuantum sıçraması yaşarsınız.
Dalai Lama’nın dileğinin gerçekleşmesi dileğiyle “DÜNYADAKİ HER 8 YAŞINDAKİ ÇOCUĞA MEDİTASYON ÖĞRETİLİRSE, BİR NESİL İÇİNDE DÜNYADAKİ ŞİDDETİ ORTADAN KALDIRACAĞIZ.”
Karma ASTROLOG
Jale Muratoğlu