APHRODITE (VENUS)
Geçmiş zamanlardan günümüze aktarılan eserlerde güzelliğin, dişiliğin tanrıçasına APHRODITE adı verildi. Bir kadının güzelliği halk tarafından çok üstün olarak nitelendiriliyorsa günümüzde dahi Aphrodite gibi denmiyor mu?
Kimine göre denizin köpüklerinden doğmuştu Aphrodite. İliada destanında ise Zeus ile Diana’nın kızlarıydı. İnanışa göre; bu güzellik Tanrıçası doğum sırasında Kypros (Kıbrıs) kıyılarına kadar gelmiş, burayı kutsallaştırmış ve Tanrıça Kytheria adı ile anılmıştır.
Efsaneye göre;
Batı yelinin soluğu taşıdı onu,
Gürüldeyen denizin üstünde,
Sevimli köpüklerinden kaldırıp,
Dalgaların çevrili Kypros’una.
Altın çelenkli saatler,
Onu sevinçle karşıladılar.
Ölümsüz giysilere sarıp,
Tanrılara götürdüler onu.
Menekşelerle taçlanmış Kytreria’yı görünce,
Bir şaşkınlık kapladı bütün tanrıları.
Güzellik tanrıçası sadece bedeni güzelliği temsil etmezdi, onun gelişi ile tüm tabiat uyanırdı sanki… Çiçekler açar, rüzgarlar güzel esmeye başlar, denizlerin dalgaları ona eşlik ederdi.
İliada destanına göre Aphrodite en zayıftan hatta ölüden bile ürkecek kadar narin bir Tanrıça’ydı. Onun gücü erkekleri etkilemek ve onları kendine aşık ederek kahkahalarla eğlenmekten geliyordu.
Peki eşi kimdi Aphrodite’in? Kendi güzelliğine eşdeğer bir Tanrı ile mi evlenmişti acaba? Hayır güzeller güzelli Tanrıça Aphrodite’in kocası çirkin ve topal Hephaistos’tu. Ne kadar ironik değil mi?
Aphrodite bitkiler aleminden Mersin ağacını, hayvanlar aleminden kumruyu ve serçeyi seçti kendine. Tabii bir de bu alemin en güzellerinden zarif, bakmaya doyulamayan kuğu da onun oldu!
Web sitesindeki tüm bilgi ve resimlerin her hakkı saklıdır, kopyalanamaz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Aydınlanma yolunda ilerlerken, Astroloji'nin ışığı yolunuza rehber olsun.
Sevgiyle kalın,