BÜYÜK DÖNÜŞÜM (2020-2030)

5631

BÜYÜK DÖNÜŞÜM (2020-2030)

TOPLUMSAL İNOVASYON

Bunları sizi endişelendirmek için yazmıyorum. Ve emin olun hiç hoşnut değilim. Ama bilmeniz gerektiğine de inanıyorum. Sonuçta sembol okuma sanatı olan astrolojiyi size en doğru bir şekilde yorumlamaya çalışmak benim görevim. Kolektif insan bilincinin uyanması için yazdıklarımı çevrenizle paylaşın.

DİJİTAL DİKTATÖRLÜK GELİYOR MU?

DİZİLERDE VE FİLİMLERDE GÖRDÜĞÜMÜZ GELECEK TASARIMI, GÖSTERE GÖSTERE GELİYOR MU? BUNU HEP BERABER YAŞAYIP GÖRECEĞİZ..

KOLEKTİF İNSAN BİLİNCİNDE OLUŞACAK BİR UYANIŞIN EŞİĞİNDEYİZ.

2030 YILININ BAŞLANGIÇ ZAMANLARI.

DAHA İŞİN BAŞINDAYIZ…

2020 yılında, üç büyük gezegen özel kavuşumları ile yeni bir döngünün başlamasına neden olacak. Dünyanın manyetik alanında meydana gelecek olan değişimler, gezegensel ve insanlık realitesi açısından muazzam bir değişime ve dönüşüme neden olacak. Doğal olarak bu dönüşümler  sosyal varlık olarak bize ağır bedeller ödetecek. Enerjinin en karanlık ve düşük frekansıyla beslenen gözü dönmüş kişiler tüm dünyaya, panik, endişe ve korku yaratmak için ellerinden geleni yapacaklar. Zayıf insanları hedef almaktan çekinmeye bu caniler mutlak olarak değişimden nasibini alacak.

Toplumsal olarak bakıldığında bir sıfırlama olarak nitelendireceğimiz bu süreç, önümüzdeki on yıl boyunca meydana gelecek olan “Büyük Dönüşüm’’ olarak tarihe damgasını vuracak. Toplumsal olarak sıfırlama derken, “İlerlemenin, gerilemenin ya da gelişiminde bir değiş olduğunu unutmamalıyız!” Dünya tarihinin belki de en zor zamanlarını yaşayacağız. Tüm dünya insanlığını tehdit edecek tatsız olayların yaşanması an meselesi. Her toplumun ilim, şuur, hürriyet ve insancıl yapıları farklı olduğu için her millet kendi imkanları doğrultusunda mücadeleye girecek.

Evrende bulunan yegane şeyin, enerji olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Bilincimizinde bir  enerji alanıdır. Ve kendini madde olarak değil düşünce olarak gösterir. Bu enerji, katı bir kütle gibi görünen bedenlerimizden eylem olarak dışarıya yansır. Yani, bizim gözle göremediğimiz ve sürekli hareket halindeki enerji parçacıkları bedenimizi ve bilinçaltı zihnimizi oluşturur. Bilinçaltımız, hem bu hayatta yaşadıklarımız, hemde geçmiş karmik yaşamdan getirdiğimiz kayıtlı negatif  kalıpları oluşturur. Dünya var olduğu sürece herşeyin kayıtlı olduğu bir diğer karmik olan öge (İnsanlığın ilk ve diğer çağlardan itibaren, tüm medeniyetler, dinler, inançlar, realiteler, cinayetler vs) kolektif bilinçte toplanmıştı.  Sanki bunu bilgisayarın microchipi gibi düşünebiliriz. Ve dolayısıyla, yaşadığımız toplumun bize dayattırdığı düşünce kalıplarıda kollektif bilinç seviyesinden otomatik tüm insanlara yansır.  Evrendeki her şey, enerjinin farklı bir boyutudur. Yani bizler birbirimizden ayrı varlıklar değiliz, aynı bütünün parçalarıyız. Önümüzdeki süreçlerde, sistem  ”BEN” değil ”BİZ” olarak hareket etmek zorunda olduğumuzu kanıtlayacak. Bu olaylara maalesef hepimiz göreceğiz.

Astrolojinin temelinde var olan reankarnasyonun yarattığı bir gerçeklik bu dönem kendini tüm çıplaklığı ile gösterecek. Geçmişte yapılan tüm yanlış karmalar, yani  hırs, aç gözlülük, narsistlik, sadistlik, ego savaşları, güç ve iktidar oyunlarına  doğa otomatik olarak ”DUR” diyecek.  Kendilerine herşeyi yapmaya hak gören ve acımasızca saldırıya geçebilen aşırı bencil ve kibirli insanların köşeye sıkıştığı bir dönem. Paramparça olmuş dünyamızı ve içinde yaşayan toplumları acımasızca yok etmeye çalışan bu cani  ölü kabuk niteliğindeki ilkel beyinlere, sistemin cevabı çok ağır olacak. Huzur ve refah içinde yaşamak varken, insanoğlunu kendi çıkarları uğruna savaş, terör, şiddet, açlık, fakirlik, göç, çevre krizi ve sosyal adaletsizliğe sürükleyerek haksız bedeller ödetmeye mahkum bırakanların sonu kötü olacak. İnsanlık için çok önemli olan bu yeni evrimsel enerjiye uyumlanmak her toplumun ve bireyin kendi bilinç seviyesinde olacaktır.

Bir gaz devi olan ve çok yüksek bir manyetik alanına sahip olan en büyük birinci gezegen Jüpiter, Plüton ile birlikte Oğlak’ta bir güç odağı oluşturacak. Ve bu enerji gerçekte neyin önemli olduğunu keşfetmek için durumun köklerini kazıyarak büyümenin derinleşmesini sağlayacak.

Hayatta başarılı olmanın kaynağı, hırslı olmaktır. Ve bu aslında tüm insanlık için zorunlu bir erdemliliktir. Ancak, hırsın madalyonun iki farklı yüzü gibi olduğunu unutmamalıyız. Amacınız, yapıcı mı, yıkıcımı? Takıntılı veya bencil mi? Her iki hâlde de güce ihtiyaç duyulacaktır. Hedefleriniz takdir ediliyorsa, tutkunuz olumludur. Yok eğer yeriliyorsanız, o zaman bir kusur işliyorsunuz demektir. Kişiyi konfor alanınızdan çıkararak daha fazlasını yapmaya zorlayan bu istek çok ince bir çizgi ile ayrılmıştır. Bu da kişinin sahip olduğu bilinç seviyesidir. Bilinçaltında yatan ve zihin tarafından yönlendirilen her düşüncenin kalitesi, işte bu süreçte ortaya çıkacaktır. Eğer, akıl sığ ve gelişmemiş ise, etik ve ahlak kurallara uymakta zorlanacaktır. Bu kombinasyon olumsuz anlamda kişiye, açgözlülük, sınırsız arzu, başarı için her şey mubahtır eylemini beraberinde getirecektir. Saplantılı bir şekilde, körü körüne tutkularına esiri olanlar, dipsiz bir çukurun içine düşeceklerini bilmeliler. Elde olanla yetinmemek, tatminsizlik, sahip olduklarını yeterli görmemek bu açının yaratacağı en büyük negatif efekttir.

Provoke eden güdüleri kontrol edip, duygularıyla mücadele edenler ise büyük bir yükselişe geçecekler. Yaşanılan zorluklar veya krizler, hayatta neyin geliştirilmesi gerektiğini, nelerin kökten bırakılması gerektiğini sorgulatacak.

Bu enerjiyi kontrol eden, yavaşlatan ve istikrarlı hareket etmesine yardımcı olacak Satürn, Jüpiter’in potansiyelinde mevcut olan büyüme, abartı ve genişleme fazlalığını daha stabil hale getirecek.

2020 yılı, en büyük ikinci gezegen olan Satürn ve cüce gezegen Plüton arasındaki kavuşumla başlamıştı, Aralık’ta ise Satürn ve Jüpiter arasındaki kavuşumla sona erecek. Ve hepsi bir arada yeni döngüye şekil vererek ilerleyecek.

Meksikalı ressam Frida Kahlo’nun dediği gibi “HİÇBİR ŞEY MUTLAK DEĞİLDİR. HER ŞEY DEĞİŞİR, HER ŞEY HAREKET EDER, HER ŞEY DÖNER, HER ŞEY UÇAR VE GİDER.” Değişime ayak uydurabilmek dileğiyle…

Aşağıda sıraladığım kavuşumlarda, meydana gelecek her yeni ay, dolunay, tutulma ve gezegen transitlerini takip ederseniz şayet, hayatınızda meydana gelecek olayların gerçekliğine de şahit olursunuz.

  • Satürn Plüton Kavuşumu, her burçta ortalama 34 senede bir gerçekleşir. Geçmiş döneme baktığımızda, Oğlak burcunda kavuşum yaklaşık 500 sene önce meydana gelmiştir. 34 yıllık yeni bir döngünün başlangıcı, 10 Ocak 2020’de Oğlak burcundaki Satürn-Plüton kavuşumu olarak gerçekleşti. (Kasım 2019 yılında başlayan Satürn-Plüton kavuşumu, Şubat-Temmuz-Aralık 2020 arasında göstermeye devam edecek.)
  • 12,5 yıllık döngünün başlangıcı, 31 Temmuz 2020’de Oğlak burcundaki Jüpiter-Plüton kavuşumu olarak gerçekleşecek.
  • 20 yıllık yeni bir döngü başlangıcı 2 Kasım 2020’de Oğlak burcundaki Jüpiter-Satürn kavuşumu olarak gerçekleşecek. Geçmiş dönemlere baktığımızda, Oğlak burcunda kavuşum yaklaşık 200 sene önce meydana gelmiştir.

 

JÜPİTER ile ilgili bilgiler:

ASTRONOMİ – http://astrologjalemuratoglu.com/gezegenler/astronomide-gezegenler-2/jupiter/

ASTROLOJİ – http://astrologjalemuratoglu.com/gezegenler/astrolojide-gezegenler/jupiter/

SATÜRN ile ilgili bilgiler:

ASTRONOMİ – http://astrologjalemuratoglu.com/gezegenler/astronomide-gezegenler-2/saturn/

ASTROLOJİ – http://astrologjalemuratoglu.com/gezegenler/astrolojide-gezegenler/saturn/

PLÜTON ile ilgili bilgiler:

ASTRONOMİ – http://astrologjalemuratoglu.com/gezegenler/astronomide-gezegenler-2/pluton/

ASTROLOJİ – http://astrologjalemuratoglu.com/gezegenler/astrolojide-gezegenler/pluto/

Aydınlanma yolunda ilerlerken, Astroloji’nin ışığı yolunuza rehber olsun.

Karma Astrolog

Jale Muratoğlu