YENGEÇ BURCU

(23 HAZİRAN – 22 TEMMUZ)

Öncelikle beni anlamak için Yengeç burcunu temsil eden canlıya bir göz atalım. Kıskaçlarımın içe dönük hali hayatımdaki kişileri sımsıkı korumaya alarak sahiplendiğimin göstergesidir. Sırtımda taşıdığım evim benim için son derece önemlidir. Yuvayı temsil ederim ve benim için güven her şeyden önce gelir. Duygusal anlamda tatmin olmak ve aile ortamımda sevgiyi, şefkati, bağlılığı yaşamak benim en önemli amacımdır. Sıcak bir yuvaya sahip olmak ister, maddi gereksinimlerimi elde etme endişesi içinde olurum. İtiraf etmek gerekirse, çok param olsa da kendimi tam olarak rahat hissedemem. Duygusal açlığım da aynen bunun gibidir; beni sevseniz bile daha çok sevmeniz, daha çok şefkat duymanız açlığını hep ruhumda taşırım. Amaçlarımı elde etmek için çalışmaktan, sabır göstermekten yılmam. Güçlü bir iradeye sahibim. Maddi imkânlarımı genişletebilmek için paramı biriktirmeye, yatırıma dönüştürmeye çok önem veririm.

Peki ya benim duygularım? Gökyüzünde ki Ay, beni ne de güzel anlatır! O değiştikçe, sanki ben de değişirim. Kimi zaman gel gitlerim, kimi zaman farklı yüzlerim ile karşınıza çıkarım. Ancak size gerçekten güvenirsem  iç dünyamı keşfetmenize  ve kalbimi bütün sıcaklığı ile hissetmenize izin veririm.

Konuşmaktan çok hoşlandığımı söyleyemem. Genelde sessiz sedasız ortamı inceleyerek, insanları sezgi yeteneğimle tanımak için geride dururum. Kimi zaman ortamların en neşelisi, en dikkat çekeni olduğumu da görebilirsiniz. Eğer gerçek dostlarım arasında isem, esprili konuşmalar yapmaktan, komik hikâyeler ve fıkralar anlatmaktan gerçekten keyif alırım. Kuşkusuz, uyumlu bir insanım. Arkadaşlarım, sevdiğim insanlar benim onlara olan bağlılığımı, samimiyetimi gerçekçi bulurlar. Tartışmacı bir karakterim yoktur veya illaki benim istediğim olsun diye başı çekmeyi de çok sevmem. Genelde tüm bakışları üzerime çekme eğilimi içinde olduğum söylenemez ama istediğim zaman bunu başarabilirim. Eğer gündem yaratmak istiyorsam, emin olun bunu çok da iyi yaparım.

İç dünyamı mı sordunuz? Siz de Yengeç’seniz, zaten birbirimize benziyoruz. Bir tehlike gördüğüm anda, hayat ile baş etmek zorlaştığında, hemen kabuğuma çekilirim. İstemediğim takdirde beni oradan kimse çıkaramaz. Karamsarlığa eğilimim var evet, hayatım iyi gitse de yarattığım kuruntular maalesef peşimi bırakmaz. Duygularım, mantığımın çoğu zaman önünde gider. Kınanmaktan, yerilmekten, yargılanmaktan hiç hoşlanmam. Eğer birinin bana acımasızca yaklaştığını görürsem, gardımı almam an meselesidir. Böyle durumlarda; surat astığımı, yan odaya çekilip ağlamaya başladığımı, kimi zaman günlerce küs kaldığımı itiraf etmeliyim. Yani boşuna kapıyı çalmayın, evde yokum!

Kendi özel dünyamın kapılarını herkese açmaktan hoşlanmam. Sizi dost kabul etmem için, öncelikle gerçekten buna inanmam gereklidir. Güvenilir olduğunuza karar verdiğim taktirde, benim için ölene kadar dost olarak kalırsınız. Ancak size bütün sırlarımı açacağımı asla düşünmeyin! Benimle konuşurken dertleşmekten keyif alacağınıza eminim, size anne şefkati göstererek yaralarınızı sarmak zaten benim misyonum. Kimseye söylemeye cesaret edemediğiniz özelinizi dinlemeye bayılırım ve içime de gömerim. Asla kimseyle de paylaşmam! Ama ben sizin kadar cesur olamam, bunu benden sakın beklemeyin, istemediğim takdirde özelimi asla kimselerle paylaşmam.

İtiraf etmek gerekirse kıskanç bir yapım var. Başarılarınıza, aile ilişkilerinize, sahip olduklarınıza imrenebilirim bu da bir gerçek. Sizin en yakın arkadaşınız olmak isterim. Eğer başkasına benden daha çok değer verirseniz, bundan dolayı kalbim kırıldığını söylemem gerek. Lütfen buna özellikle dikkat edin.

Yüzüm ruh halimi oldukça iyi yansıtır. Sıkıntılarımı saklayamam. Böyle zamanlarda beni gördüğünüzde, “Seni üzecek bir şey mi oldu?” diye sormanız an meselesidir. Duygularımı çok derin ve yoğun yaşadığım için, gizlemesi de oldukça zor olur benim için. İçim neyse, dışım da odur.

Kendi inandığım şeyleri kazanmak için sonuna kadar mücadeleye hazırım. Eğer bir şeye karar verdiysem, bundan vazgeçmem adeta imkânsız diyebilirim. Siz tuttuğu bir şeyi bırakan bir yengeç gördünüz mü? Ben görmedim. Ancak hedefe ulaşma taktiğim, başkalarından biraz farklıdır. Ben diğer insanlar gibi odaklanarak direk hedefe doğrudan gidemem, aynı yengeç yürüyüşüne benzeyen, yan yan ilerleyen  bir tarzım vardır. Kendi tecrübelerimi ve çevremdeki insanların deneyimlerini dikkate alarak, oldukça titiz davranarak başarıya ulaşmak isterim.

Evim, evim, güzel evim! Yuvam, benim her şeyimdir. Eğer evimin içinde huzur, mutluluk varsa ben de mutluyum. Ailemin tüm sorumluluğunu üstüme rahatlıkla alırım. Çocuklarım benim için her şeyden önce gelir. Tüm şefkatimi, ilgimi onlara veririm. Onlar için yapmayacağım fedakârlık yoktur ve her zaman kollarımın arasında güven içinde olmalarını isterim. Evimi dekore etmek mi dediniz? Mağazaların arasında ev eşyaları satan yerlere girdiğim zaman adeta gözlerim parlar, bundan büyük keyif alırım.

Geçmişime, atalarıma, geleneklerime son derece bağlıyımdır, eski kuralları korumaya çalışırım. Yeni düşüncülere karşı önyargılı ve biraz kapalıyım. Bunu kırmam gerektiğini biliyorum ama eskiye bağlı kalmanın, denenmişi yaşamanın bana daha güvenli geldiğini söylemeliyim. Yeni teknolojileri denemek mi ? Ben almayayım, eski telefonumla mutluyum.

Web sitesindeki tüm bilgi ve resimlerin her hakkı saklıdır, kopyalanamaz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.